VAKIF
Hasan
Hikmet BİLGİN
İSLÂMDA VAKIF
Vakıf, toplumsal değeri çok yüksek olan bir hayır kuruluşudur.
Vakıf mülkün kendisini ve
gelirini Allah c.c rızası için halkın hizmetine tahsis edilmesidir.
Vakfedenin
istek ve şartlarını belirten belgeye vakfiye denir. Vakıf işlerini şartlarına
uygun olarak yürüten kişiye de mütevelli denir.
Vakıf,
bir sadaka i cariye şeklidir. Kur’ân-ı Kerîm’de konu ile ilgili birçok ayeti
kerime vardır. “siz sevdiğiniz şeylerden Allah c.c yolunda harcayıncaya kadar,
iyiliğe ulaşmış olamazsınız.”Ali İmran “
İslam’da
ilk vakıf hicri 3. yılda Hz. Peygamber s.a.v 7 adet hurma bahçesini
Müslümanların korunması için vakfetmesi oldu. Ashabı kiramdan bu yolu
izleyenler oldu. Asrısaadetten sonra çeşitli İslam ülkelerinde çok sayıda cami,
han, hamam, kervansaray, darüşşifa gibi eserler vakfedilmiş, birçokları
zamanımıza kadar ulaşmıştır.
OSMANLILARDA VAKIF
Osmanlılar
döneminde vakıf hizmetleri zirveye ulaşmıştır. Sayı ve çeşitlilik bakımından
dahada gelişmiştir. Örneğin; 1530–1540 yılları arasında yapılan kayıtlara göre
yalnız Anadolu eyaletinde 45 imaret, 342 camii, 1055 mescit, 110 medrese, 154
muallim hane, 1 kalender hane, 2 darulhuffaz, 75 büyük han ve kervansaray
bulunduğu tespit edilmiştir. Bu tesislerde görevli “
Yine
aynı tarihlerde karaman eyaletinde 3 imaret, 75 camii, 319 mescit, 45 medrese,
272 zaviye, 2 darülhadis, 31 darulhuffaz, 4 muallim hane, 2 darüşşifa, 14
kervansaray yapıldı.
Rumiye
eyaletinde ise 10 imaret, 93 camii, 218 mescit, 35 medrese, 275 zaviye, 13
muallim hane, 17 kervansaray vakıf edilmişti.
Bunlardan
başka su yolları, su kemerleri, çeşmeler, sebiller, aş evleri, dul ve yetim
evleri, çocuk yuvaları, kütüphaneler, darüşşifalar, türbeler, bedestenler,
birçok vakıf eserlerini din ırk ayrımı gözetilmeksizin insanlığın hizmetine
sunulmuş olan bu hizmetler Osmanlı iskan siyasetini kolaylaştıran önemli
unsurlardan biri olmuştur.
Sonuç
olarak yüzyıllar boyunca Türk İslam toplumsal düzeninin korunmasında fertler
arasında sevgi ve saygı bağlarının güçlenmesinde vakıf hizmetlerinin büyük rolü
olduğu şüphesizdir…
Kaynak,
Osmanlı Kültür Ve Medeniyeti sh; 422.