2. Peygamber
efendimizin zevcesi Hz. Aişe (r.a.) şöyle dedi: «Resûlullah (s.a.v.), iki şey
arasında serbest bırakılınca, günah olmadığı müddetçe, bunun en kolayını
alırdı. Şayet günah ise, insanların en fazla ondan uzaklaşanı olurdu.
Resûlullah (s.a.v.), kendi şahsı için kimseden intikam almamıştır. Ancak,
Allah\'ın mukaddes kıldığı şeyler çiğnenmişse, o zaman Allah için onların
intikamım alırdı.»[2]
3. Ali b.
Hüseyin b. Ali b. Ebî Talib\'den: Resûlullah (s.a.v.): «Kişinin kendisini
ilgilendirmeyen şeyleri terketmesi, müslümanhğının güz elliğin dendir»
buyurdu.[3]
4. Peygamber
Efendimiz (s.a.v)\'in zevcesi Hz. Aişe (r.a.)\'dan: Ben Resûlullah (s.a.v.) ile
beraber iken, bir adam huzuruna girmek için izin istedi. Resûlullah (s.a.v.):
«O, kabilenin en kötü oğludur» dedi. Sonra ona izin verdi. Aradan fazla zaman
geçmeden Resûlullah (s.a.v.)\'in onunla beraber güldüğünü işittim. Adam
çıkınca:
«—Ya Resûlallah! Biraz önce sen o adam hakkında
söyleyeceğini söyledin. Sonra aradan zaman geçmeden onunla beraber güldün»
dediğimde, Resûlullah (s.a.v.):
«— İnsanların en kötüsü, şerrinden dolayı insanların
kendisinden korunduğu kimsedir» buyurdu.[4]
5. Ka\'b
el-Ahbâr şöyle derdi: «Kişinin Allah katındaki değerini öğrenmeyi seviyorsanız,
Ölümünden sonra kendisini takib eden güzel övgüye
bakınız.»
6. Yahya b.
Said şöyle dedi: Bana rivayet edildi ki: «Kişi ahlakının güzelliğiyle,
geceleyin namaz kılan ve şiddetli sıcakta oruç tutarak susuz kalan kimsenin
derecesine yükselir.»[5]
7. Yahya b.
Said\'den: Said b. Müseyyeb\'i işittim: «Size çok namaz kılıp sadaka vermekten
daha üstün bir şeyi haber vereyim mi?» dedi.
«— Evet, haber ver.» dediler.
«— İki kişinin arasını düzeltip, dargınları
barıştırmaktır. Bir de çok buğz etmekden kaçınınız. Çünkü buğz (iyi huylan)
kökünden yok eder» dedi.[6]
8. İmam Malik\'e
Resûlullah (s.a.v.)\'in: «Ben güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim»
buyurduğu rivayet edildi.[7]
9. Rekâne oğlu
Talha oğlu Zeyd, Resûlullah (s.a.v.)\'e isnad ederek şöyle dedi. Resûlullah
(s.a.v.): «Her dinin bir ahlâkı vardır. İslâm\'ın ahlâkı da hayadır.»[8]
10. Abdullah b.
Ömer anlattı: Resûlullah (s.a.v.), utangaçlığından dolayı din kardeşini
ayıplayan bir adamın yanına varınca:
«— Onu kendi haline bırak. Çünkü haya
imandandır.»
buyurdu.[9]
11. Avf oğlu
Abdurrahman oğlu Hümeyd\'den: Bir adam, Resû-luîlah (s.a.v.)1 e
gelip:
«— Ya Resûlullah! Bana hayatıma uygulayacağım bir kaç
kelime öğret (öğüt ver). Unutacağım çok şey söyleme» deyince, Resûlullah
(s.a.v.):
«— Hiç bir şeye kızma.» buyurdu.[10]
12. Ebû Hüreyre
(r.a.)\'dan: Resûlullah (s.a.v.):
«Pehlivan (güreş meydanlarında başkalarını) yenen
değildir. Asıl pehlivan kızgınlık anında nefsine hakim olan kimsedir» buyurdu.[11]
13. Ebû Eyyûb
el-Ensari (r.a.)\'den; Resûlullah (s.a.v.):
«— Hiç bir müslümana, din kardeşini üç günden fazla
terkedip küs durması helâl olmaz. Onlar karşılaştıklarında biri yüzünü bir
tarafa, diğeri de diğer tarafa çevirir. Onların en hayırlısı, önce selam
vererek barışandır» buyurdu.[12]
14. Enes b.
Malik (r.a.)\'den: Resûlullah (s.a.v.): «Birbirinize buğzetmeyiniz, birbirinize
hased etmeyiniz ve birbirinize sırt çevirmeyiniz. Ey Allah\'ın kulları,
birbirinizle kardeş olunuz. Hiç bir müslümana, din kardeşini üç günden fazla
terkedip küs durması helâl olmaz.» buyurdu.[13]
imam Malik der ki: Hadiste geçen "tedâbir", müslüman
kardeşinden yüzçevirmek demektir. Ondan yüzçevirmenle
olur.
15. Ebû Hüreyre
(r.a.)\'den: Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: «Sû-i zandan (müslümana yersiz
töhmetten) sakınınız. Zira sû-i zan, sözlerin en yalanıdır. Birbirinizin gizli
hal ve kusurunu araştırmayın. Kötülükte yarışmayın, birbirinizi kıskanmayın,
birbirinize buğzetmeyin, birbirinize arka çevirmeyin. Ey Allah\'ın kulları,
kardeş olunuz.»[14]
16. Ebû Müslim
oğlu Ata Abdullah el-Horasânî\'den: Resûlullah (s.a.v.): «Musafaha ediniz
(tokalaşınız), aranızdaki kin gider. Birbirinize hediye veriniz ki, sevişirsiniz
ve aranızdaki düşmanlık gider» buyurdu.[15]
17. Ebû Hüreyre
(r.a.)\'dan: Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: «Cennetin kapıları, pazartesi ve
perşembe günü açılır. Allah\'a hiç bir şeyi eş koşmayan her müslüman kul
affedilir. Ancak kendisiyle (din) kardeşi arasında düşmanlık olan affedilmez. Bu
iki kişiyi anlaşıncaya kadar bekletiniz, ba-rışmcaya kadar bekletiniz,
denilir.»[16]
18. Ebû Hüreyre
(r.a.) şöyle dedi: «İnsanların amelleri her hafta iki defa, pazartesi ve
perşembe günü Allah\'a arzedilir. Her mü\'min kul affedilir. Ancak (din)
kardeşiyle arasında düşmanlık olan affedilmez. Bu iki kişiyi düşmanlıklarından
dönünceye kadar bırakınız; bu iki kişiyi düşmanlıklarından dönüp barışıncaya
kadar bekletiniz denilir.»[17]
[1] Bu, Muvatta\'dan başkasında nıevsul olarak bulunmayan
dört hadisten biridir. Sufyan b. Uyeyne\'nin hakkında şu sözleri söylediği
Malik\'e bu durum zarar vermez: Belag sözcüğüyle Malik\'in naklettiği hadis, sahih
hadistir. "Belaganî" (bana geldi) dediğinde, bu sahih, bir isnaddır.
Sonrakilerin bu hadisin mevsul olduğunu görmeyişleri ona zarar vermez. Belki de
onlara ulaşmayan kitaplarda mevsuldür.
[2] Buharı, Menakıb, 61/23; Müslim, Fedail, 43/20,
no:77.
[3] Malik1 in ravilerine göre,
mürseldir.
Hadis, hasendir, hatta sahihtir. Zührî-Ebu Seleme-Ebu
Hureyre senediyle rivayet edilmiştir: Tirmizî, Zühd, 34/11; İbn Mace, Fiten,
36/12; Şeybanî, 949.
[4] Sufyan b. Uyeyne - Muhammed b. Munkedır - Urve - Aişe
senediyle rivayet edilmiştir: Buharı, Edeb, 78/8; Müslim, Edeb, 45/22,
no:73.
[5] Ebu Davud, 40/7.
[6] Malik\'in bütün ravilerine
mevkuftur.
[7] Ibn Abdiiber der ki: Ebu Hureyre ve başkalarından
çeşitli yollarla sahih-muttasıldır.
[8] îbn Abdilber der ki: Malik\'in çoğu ravileri mürsel
olarak rivayet eder. Şeybanî, 950.
[9] Buharı, îman, 2/16; Müslim, İman, 1/12, no:59. Şeybanî,
950.
[10] Çoğunluğa göre mürseldir. Buharı, Edeb,
78/76.
[11] Buharı, Edeb, 78/76; Müslim, Birr, 45/30;
no:107.
[12] Müslim, Bir, 45/8, no:25.
[13] Buharı, Edeb, 78/62; Müslim, Bir, 45/7,
no:23.
[14] Buharı, Edeb, 78/58; Müslim, Bir, 45/9,
no:28.
[15] İbn Abdilber der ki: Bu hadis çeşitli yollarla
muttasıldır ve hepsi de basendir.
[16] Müslim, Bîr, 45/11, no:34.
[17] Müslim, Bir, 45/11,
no:36.