Recepli Köyü
Muhammed Zühdü Anma ve Hayır Yemeği Daveti
Yapılan Vaazlar
Örencik Köyü Camii İmam Hatibi
Allah’ü Teala buyuruyor ki; “O huzuruma kalbi selim ile geldi, sizde kalbi selim ile geleceksiniz.” Kalbi selim, bütün şehvetlerden, bütün ihtiraslardan, bütün arızalardan kurtulmuş demektir. O bütün ömrümüzü alacak bir mücadele ve mücahede safasıdır. Bir anlık bir mesele değildir.
“Kıyamet gününde sahip olduğunuz hiçbir şey fayda vermez. Ey mücrimler, ey günahkarlar, dağlar kadar günah ile huzuruma gelmiş olanlar, siz bir tarafa çekilin. Bugün iyi ile kötünün ayrılacağı gündür”. (yasin suresi)
Orada hiçbir şey fayda vermez. Mallar, evlatlar o gün işe yaramaz. Allah yolunda harcanmamış mal, kişiye hiçbir fayda getirmeyecektir. Allah yolunda yetişmemiş bir evlat hiçbir fayda getirmeyecektir. Ancak Allah’ın huzuruna kalbi selim ile giden kendini kurtaracaktır. Efendimizin ifadesiyle, kalbimiz selim olursa bütün bedenimizde ahlak-ı Peygamberiye üzerine olacaktır.
“Nefsini temizleyen, nefsini kötülüklerden arındıran kesinkes kurtulmuştur, kurtuluşa ermiştir”. (şems suresi) Nefsini kötülüklere gömen zarar ve ziyandadır.
Kalbimizi Nasıl Kalbi
Selim Hale Getireceğiz?
Maddi kalbin doktorları var. Rahatsızlık geçirdiğimiz zaman, kalp krizi geçirdiğimiz zaman doktorlara gidiyoruz. Bir daha o rahatsızlıkları yaşamamak için tedavi oluyoruz. Manevi hayatımızın kurtuluşu içinde doktorlar vardır. Onlar velilerdir, onlar evliyaullahtır. Allah onlara dünya ve ahirette komşu olmayı, onların dizlerinin diplerinden ayrılmamayı nasip eylesin. Manevi kalbini kurtarmak isteyen insanın, manevi doktorların reçetelerine uymaları gerekir. Bu reçetede on madde var. Şimdi bu on maddeyi anlatalım.
1- Helal Gıda: Şüpheli yiyecek ve içeceklerden sakınmamız gerekir. Allah dostları ağızlarına şüpheli bir şeyler aldıkları zaman çiğner, çiğner, çiğner yutamazlardı. Ağzımızdan çıkan bütün sözler helal veya şüpheli gıdanın mahsulüdür. Efendimiz buyuruyor: “Haram bellidir, helal bellidir. Allah’ın haram yaptığı bir şeyi kimse helal edemez. Ancak haram ile helal arasında karar verilemeyen şüpheli şeyler vardır. Şüphelilerden sakınınız ki haram yemiş olamayasınız”. Diğer bir Hadis-i Şerif’te ise, “Haram ile beslenen bir vücudun hakkı ancak cehennemdir” buyurulmaktadır.
2- İstiğfar ve Dua : Efendimiz (S.A.V.) gelmiş ve geçmiş bütün günahlarının affedilmesine rağmen, günde yetmiş kere istiğfar ettiğini söylüyor. Rabbimizin “Biz seni alemlere rahmet olarak gönderdik” dediği bir peygamber bu kadar istiğfar ediyorsa biz neden etmeyelim?
Duaya çok önem verelim . “Sizim duanız olmasa, sizin yalvarmanız yakarmanız olmasa ne ehemmiyetiniz var” diye buyuruluyor Ayet-i Kerimede. Rabbimiz bizi duaya davet ediyor. Duamız olmasa bir önemimiz olmayacağını söylüyor. Allah ile irtibatımızı koparmamak için duaya devam edelim. Allah’a kul olmanın özü budur.
3- Kur’an Okumak ve O’nun Gerekleriyle Amel Etmek : Rabbimizden bize bir mektup gelmiş. O’nu okuyamazsak rabbimize ayıp etmiş oluruz. Boş vakitlerimizde Kur’an okuyalım, ilim öğrenelim.
4- İbadetleri Huşu İle Eda Etmek : “O kullar ki namaza durduklarında huşu ile dururlar” diyor Cenab-ı Hak. Yaptığımız her ibadeti Allah’ın huzurunda yapıyormuş gibi, ihsan ile yapmalıyız. Her türlü gösterişten uzak durmalıyız.
5- Geceleri İhya Etmek : Çok az da olsa, geceleri kalkıp iki rekat teheccüd namazı kılmalıyız. Teheccüd namazı Efendimize farz kılınmıştır. Ümmeti için ise sünnettir.
6- Zikrullah ve Murakebe : Devamlı Allah’ın zikri ile meşgul olmalıyız. İşlerimiz, güçlerimiz Allah’ı zikretmemizi engellememeli. Devamlı Allah’ın huzurunda ihsan şuurunda durmalıyız. İhsan, yapmış olduğumuz işi Allah’ın huzurundaymış gibi yapmaktır. Allah’ı görüyor gibi yaşamaktır.
7- Salat-ü Selam Getirmek: Ayet-i Kerim’de buyuruluyor ki: “Ey iman edenler, sizde tam bir teslimiyetle O’na salat ve selam getirin”. Efendimizle dünyada iken tanışmanın adresidir salat-ü selam.
8- Tefekkürü Mevt : Ölümü aklımızdan çıkarmamalıyız. “Lezzetleri yıkan ölümü daima hatırlayınız” buyuruyor peygamber efendimiz. Ölümü çokça tefekkür edip, dünyevi ihtiraslardan kurtulmalıyız.
9- Sadık ve Salihlerle Beraber Olmak : Tevbe suresinde Cenab-ı Hak “ Ey iman edenler, Allah’tan korkun, takvalı olun. Sadıklarla, istikamet üzere gidenlerle beraber olun” diyor. Onların peşinden gidersek bizde onlar gibi oluruz inşallah.
10- Güzel Ahlak Sahibi Olmak : Hadis-i Şeriflerde şöyle buyuruluyor : “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim”. “Mizanın kefesinde güzel ahlaktan daha ağır gelecek hiçbir şey yoktur”. Güzel ahlak sahibi olmak için, O’nun ahlakıyla ahlaklanmamız lazımdır. O’nun ahlakı baştan başa Kur’an’dır. Bizlerin görevi güzel ahlakı yaşamak ve yaşatmaktır. Güzel ahlaklı nesiller yetiştirmektir.
Ahmet Hünkar Hoca
Efendi
Değerli kardeşlerim, kardeşimiz bize kalbi hayatımızın ne demek olduğunu, kalbimize nasıl özen göstermemiz gerektiğini dilinin döndüğünce anlattı.
Şu mübarek yerde gönül gönüle vererek bir araya geldik. Bu Cenab-ı Allah’ın lütfundan başka birşey değildir. Biz hayatı boyunca rahlesinin önünden kalmamış bir zatın yanındayız, bir Allah dostunun yanındayız. Yolda gelirken bir kardeşimle karşılaştım.Beni çok etkiledi. Sarılıp alnından en az üç defa öpesim geldi. O üç tekerlekle, bir kardeşine muhtaç olarak buraya gelmiş. İşte haz bu, işte zevk bu. Bu yolun yolcuları olduğunuzu buraya gelerek ispat ettiniz.Ya rabbi, bizi bu düşüncelerden, bu yoldan ayırma. Nereden geldin buraya dedim, memleketini sordum, uzak. Memleketini söylemeyeceğim. Hepiniz aynı memleketten gelmiş gibi haz duydunuz siz burada.
Bu yolda tek yürünmez. Koşularınızı, akrabalarınızı teşvik edeceksiniz. Bu yolda gönül gönüle yürünür. Buradan aldığınız zevki, hazzı sakın kalbinizde hapsetmeyin. Anlatın, kardeşlerinizle paylaşın.
Efendimiz (S.A.V.) bir hadislerinde: “Ashabım gökteki yıldızlar gibidir. Hangisinin arkasından giderseniz hiç korkmayın. Onlar sizi doğru yola götürür”. Diğer bir Hadis-i Şerif’te, Siz gördünüz, benim sahabem oldunuz. Ama 1400 sene sonra gelecek garip ümmetim var diyor, bizden bahsediyor. Siz benim sahabemsiniz, onlar benim kardeşimdir buyuruyor.
Allah bizlere bu kardeşlikle yaşamayı, bu kardeşlikle ölmeyi, bu kardeşlikle kabre girmeyi ve bu kardeşlikle kabirden kalmayı nasip eylesin. İşte biz bu kardeşlikle toplandık burada.
Değerli kardeşlerim. “Ey kulum, ben seni yüce kudretim için yarattım. Ben sani-i alemim. Öyleyse benim yaratıcılık sıfatımı sen göstereceksin bütün insanlara” diye buyuruyor Kur’an-ı Kerim’de. Rabbimiz bizi kendisi için halketti. Bizim dışımızdaki bütün varlıkları da insan için halketti. Hava, güneş, toprak, ağaca bakın, hepsi insan için çalışıyor.
Günde beş defa gönül kapınızı açın Resulullaha. Günde beş defa seccadenizi kıbleye doğru çevirin. Yarabbi huzurundayım deyin. Hz. Ebubekir Efendimiz Sevr dağında mağarada korkup titrediğinde, kainatın efendisi arkasını sıvazladı. İşte günde beş defa sizinde arkanızı sıvazlıyor kainatın efendisi. Emin olun, kainatın efendisinin eli arkanızdadır. Günde beş defa O’na kapımızı açmayı Rabbim Ümmet-i Muhammed’e nasip eylesin.
Ankebut suresinde şöyle buyuruluyor: “Ey Ümmeti Muhammed, size indirilen kitabı okuyun”. Değerli kardeşlerim, Kur’anı öğrenelim, okuyalım.
Allah hepinizden razı olsun diyorum. Hepinizi teker teker seviyorum, Rabbimde hepinizi sevsin ve bizden razı olsun inşallah...