Hz. Ebu Hüreyre (radıyallâhu anh)' dan rivayet ;
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Allah'ın doksan dokuz ismi vardır. Kim bunları ezberlerse cennete girer. Allah (cc) tektir, teki sever."
Allah :
Diğer bütün isimlerin anlamlarını kendisinde toplayan, varlığı kendisinden olan, ibadete lâyık bir tek mabud'un zâtına mahsus özel ismi.
Rahmân :
Dünyada herkese ve her canlıya acıyan, onları koruyan, esirgeyen ve bağışlayan. Bu isim, Allah'tan başkasına kesinlik sıfat olmaz.
Rahîm :
Âhirette yalnız mü'min kullarına acıyan, onları koruyan, esirgeyen ve bağışlayan. Rahîm ismi, Allah'tan başka varlıklar için de sıfat olabilir.
Melik :
Buyrukları tutulan ve bütün kâinatın mulak hükümdarı.
Kuddûs : Eksiklik ve noksanlardan arınmış, tertemiz.
Selâm :
Kullarını selâmette kılan.
Mü'min :
İnananları güvenlikte kılan. Vadine güvenilen.
Müheymin :
Bütün işleri koruyup, gözetip yöneten.
Azîz :
Yenilmeyen güçlü ve galip.
Cebbâr :
Dilediğini zorla yaptırma gücüne sahip olan.
Mütekebbir : Yegâne büyüklüğünü ve yüceliğini ortaya koyan.
Hâlik : Yaratan.
Bârî : Örneği ve modeli olmaksızın her şeyi eksiksiz ve mükemmel yaratan.
Musavvir : Her şeye şekil ve özellik veren.
Ğaffâr : Çok bağışlayan, günah ve kusurları örten.
Kahhâr : Bütün güçleri yenen ve her şeye galip olan. İsyankârları kahreden.
Vehhâb : Karşılıksız bol bol veren.
Rezzâk : Rızıklandıran.
Fettâh : Açan. Zorlukları kolaylaştıran. Kullarına rahmet, rızık ve başarı kapılarını açan.
Alîm : Her şeyi bilen.
Kâbid : Canları alan, rızıkları tutan.
Bâsit : Hayat veren, rızıkları genişleten.
Hâfıd : Zalimleri, kâfirleri alçaltan.
Râfi' : Mü'minleri yükselten, yücelten.
Mu'iz : Aziz ve şerefli kılan.
Müzil : Zelil kılan ve alçaltan.
Semî : İşiten.
Basîr : Gören.
Hakem : Nihai hükmedici, iyiyi kötüden ayırt edici. Hakkı yerine getiren.
Adl : Adaletli. Hükmünde adaletsizlik bulunmayan âdil.
Lâtîf : Kullarına lütfeden. Yaratılmışların ihtiyacını en ince noktasına kadar bilip sezilmez yollarla karşılayan.
Habîr : Haberdar olan, her şeyin iç yüzünü ve gizli taraflarını bilen.
Halîm : Hilim sahibi, yumuşaklık sahibi. Acale ve kızgınlıkla iş yapmayan, kulların isyanına rıza göstermediği hâlde acale edip cezalandırmayan.
Azîm : İnsan aklının ulaşamayacağı derecede büyük. Zatında, sıfatlarında azametli ve pek büyük olan.
Ğafûr : Çok affedici. Bütün günahları bağışlayıp örten.
Şekûr : Az iyiliğe bile çok mükâfat ve sevap veren.
Alî : Pek yüce ve yüceltici. İzzet, şeref, mertebe ve hükümranlık en yüce.
Kebîr : Ulu. Zatı ve sıfatları ulu.
Hafîz : Koruyan. Kâinatı dengede tutan. Her şeyi unutmadan ilminde tutan.
Mukît : Besleyen. Rızıkları yaratıcı.
Hasîb : Kullarını hesaba çeken.
Celil : Yücelik sıfatları bulunan.
Kerîm : Çok cömert. İyilik, fazilet ve şeref türlerinin hepsine sahip.
Rakîb : Gözeten. Bütün varlık üzerinde gözcülük edip onları kontrol eden.
Mucîb : Duaları kabul eden.
Vâsi' : İlmi, merhameti, affı, nimeti sınırsız şekilde geniş ve bol olan.
Hakîm : İlim ce hikmet sahibi. Buyrukları ve bütün işleri yerli yerinde ve mükemmel olan.
Vedûd : Mü'minleri çok seven, sevilen.
Mecîd : Şerefli, şanlı.
Bâ'is : Ölümden sonra dirilten ve peygamberler gönderen.
Şehîd : Her şeye şahid olan. Her yerde hazır olup gözleyen ve kendinden hiçbir şey saklanmayan.
Hakk : Varlığı ve ilâhlığı gerçek olan. Var olan, varlığı kendinden olan ve varlığı değişmeden duran.
Vekîl : Güvenilip dayanılan. Kulların işlerini gören, onların yaralarını sağlayan.
Kavî : Pek güçlü, tam kudret ve kuvvet sahibi.
Metîn : Kemal derecesinde kuvvete sahip. Fiilleri sebebiyle güçlüğe, yorgunluğa uğramayan. kavî ismi, kuvvetinin kemalini; Metîn ismi, kuvvetinin şiddetini bildirir.
Velî : Mü'minlere dost ve yardımcı.
Hamîd : Her lisanla övülen, hamd edilen. Tam övgüye, hamde lâyık olan.
Muhsî : Her şeyi sayan. Bütün ayrıntıları, tek tek her şeyin sayısını bilen.
Mübdî : Bütün varlıkları ilkin yaratan.
Mu'îd : Öldürüp yeniden dirilten.
Muhyî : Dirilten, hayat veren. Yaşatan.
Mümît : Öldüren. Canlının ölümünü yaratan.
Hay : Diri. Ezelî ve ebedî hayatla diri olan.
Kayyûm : Her şeyi ayakta tutan. Her şeyin varlığı kendinde bağlı olan. Kâinatı idare eden.
Vâcid : Dilediğini istediği anda bulan.
Mâcid : Şanı yüce ve keremi çok olan.
Vâhid : Bir tek. Zatında, sıfatlarında ve fiillerinde bir tek olup benzeri bulunmayan. Bir başka hadisde bu Vâhid ismi yerine Ehad ismi belirtilmiştir.
Samed : Muhtaç olmayan; her türlü ihtiyaç için kendisine başvurulan.
Kâdir : Kudret sahibi, her şeye gücü yeten.
Muktedir : Her şeye gücü yeten, kudretli olan.
Mukaddim : İstediğini öne geçiren, öne alan.
Muahhir : İstediğini geriye bırakan, erteleyen.
Evvel : Varlığının başlangıcı olmayan ilk. Ezelî olan.
Âhir : Varlığının sonu olmayan. Ebedî olan.
Zâhir : Varlığı açık olan.
Bâtın : Zâtı ve mahiyeti itibariyle duyuların ve akılların idrakinden gizli olan.
Vâlî : Kâinata sahip ve hakim olan ve onu yöneten.
Müteâlî : Pek yüce. Şeref, mertebe ve hükümranlık bakımından en yüce olan.
Berr : İyiliği ve ihsanı çok olan.
Tevvâb :Tövbeleri kabul eden.
Müntakım : Suçluları cezalandıran. Asilerden öç alan.
Afüvv : Çok bağışlayan, affeden. Kuların günahlarını, hiçbir izi kalmayacak şekilde silip yok eden.
Raûf : Çok şefkatli, çok merhametli olan.
Mâlikü'l-mülk : Bütün mülkün gerçek tek sahibi.
Zü'l-celâli ve'l-ikrâm : Büyüklük ve ikram sahibi.
Muksit : Adaletli olan; adaletle hükmeden.
Câmi' : İstediklerini istediği yerde ve zamanda toplayan. Dünyada birbirine benzeyen, karşı olan ve zıt olanları kıyamet gününde de hesap görmek için bütün yarattıklarını bir araya getirip toplayan.
Ğaniyy : Zengin. Hiçbir kimseye ve hiçbir şeye muhtaç olmayan.
Muğnî : Dilediğine zenginlik veren ve onu muhtaç olmaktan kurtaran.
Mâni : İstediği şeylere veya kötü ve zararlı şeylere engel olan. Dilemediği şeyin meydana gelmesine müsaade etmeyen.
Dârr : Dilediğine belâ ve zarar veren.
Nâfi' : Dilediğine fayda veren.
Nûr : Âlemleri aydınlatan. İstediği simaları, zihinleri, gönülleri aydınlatıp nurlandıran.
Hâdî : Yol gösteren, murada erdiren.
Bedî : Örneksiz, benzersiz ve vasıtasız sanatkârâne yaratan. Çok güzel yaratan.
Bâkî : Varlığı sürekli olan. Varlığının sonu olmayan.
Vâris : Mülkün gerçek sahibi. Servetlerin geçici sahiplerinin yokluğa dönüşünden sonra varlığı devam eden servetlerin gerçek sahibi.
Reşîd : Yol gösteren, kullarını irşad eden.
Sabûr : Çok sabırlı.