RİYAZUSSALİHIN - HAC HAKKINDA HADİSİ ŞERİFLER Hac Bölümü - HadislerHac Bölümü
233) Hac İle İlgili HadislerBu bölümdeki bir ayet ve 14 hadis-i şeriften, gücü yeten kimselere haccın farz kılındığını, haccı inkar edenlere Allah’ın ihtiyacı olmadığını, haccın İslamın 5 temel esasından biri olduğunu, Allah ve Rasulü tarafından emredilen hususlara gücü yettiğince uyulması gerektiğini, kabul olunmuş haccın da faziletli amellerden biri olduğunu, kötü söz ve günahlardan sakınılarak yapılan hacdan kişinin evine annesinden doğduğu gibi döneceğini, Allah tarafından kabul edilmiş haccın karşılığının cennet olacağını, kadınların en üstün cihadının kabul edilecek hac olduğunu, Arefe günü Allah’ın cehennemden kullarının çoğunu azat ettiğini, Ramazanda yapılan umrenin hac sevabına veya Peygamberle beraber yapılan hac sevabına eşit olduğunu, hacca sıhhaten güç yetiremeyecek kimseler adına başka birinin vekaleten hac yapabileceğini, küçük yaştaki çocuklara da hac yaptırılabileceğini ve sevabının velisine de olacağını, her türlü vasıtayla hacca gidilebileceğini, hacda alış-veriş yapmanın yasak olmadığını öğreneceğiz. [1] “...Kabe’yi haccetmek, gücü yeten tüm insanların yerine getirmek zorunda oldukları bir görevdir. Kim bu vazifeyi inkar edip yapmazsa bilsin ki Allah alemlerden bağımsız olup her bakımdan kendi kendine yeterlidir” (Al-i İmran: 3/97) "İslâm dini beş esas üzerine kurulmuştur: Allah'tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın Resulü olduğuna şehâdet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, hacca gitmek ve ramazan orucunu tutmak."[3] – "Ey müslümanlar! Allah size haccı farz kıldı, haccedin!" buyurdu. Sahâbilerden biri: – Her sene mi, ey Allah'ın Resulü? diye sordu. Hz. Peygamber, adam sorusunu üç defa tekrarlayıncaya kadar cevap vermeyip sustu. Sonra şöyle buyurdu: – "Eğer "evet" deseydim, her sene haccetmeniz farz olurdu, siz de onu yerine getiremezdiniz!” Sonra sözlerine devamla: – "Ben sizi kendi halinize bıraktığım sürece siz de beni kendi halime bırakın. Çünkü sizden öncekiler peygamberlerine çok sual sormaları ve aldıkları cevaplar konusunda ihtilâf etmeleri sebebiyle helâk oldular. Bundan dolayı size, bir şey emrettiğim zaman onu gücünüz yettiğince yerine getirin. Herhangi bir şeyi de yasaklarsam ondan da kesin olarak kaçının!" buyurdu.[5] – En üstün amel hangisidir? diye soruldu. – "Allah ve Resulün’e iman etmektir" buyurdu. – Sonra hangisidir? denildi. – "Allah yolunda cihad etmektir" buyurdu. – Sonra hangisidir? denildi. – "Makbul olan hacdır" buyurdu.[6] "Kötü söz söylemeden ve büyük günah işlemeden hacceden kimse, annesinden doğduğu gündeki gibi günahsız olarak (evine) döner."[7]
1278. Yine Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemşöyle buyurdu: "Umre ibadeti, daha sonraki bir umreye kadar işlenecek günahlara kefârettir. Mebrûr haccın karşılığı ise, ancak cennettir."[8] – Ey Allah'ın Resulü! En üstün amel olarak cihadı görüyoruz. Biz hanımlar cihad etmeyelim mi? dedim. Peygamber aleyhisselâm: – "Fakat (sizin için) cihadın en üstünü, hacc–ı mebrûrdur" buyurdu.[9] "Allah'ın, cehennemden en çok kul âzat ettiği gün, arefe günüdür."[11]
1281. Abdullah İbni Abbâs radıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellemşöyle buyurdu: "Ramazan ayında yapılan umre, tam bir hac sayılır, yahut da benimle birlikte yapılmış bir haccın yerini tutar."[13] * Bu hadis bize “ibadetin fazileti vaktin faziletiyle artar” kaidesini hatırlatır. Bu hadisten Müslümanların yapacakları ibadetlerin zamanlamasına da önem vermeleri gerektiği de çıkmaktadır. [14]
1282. Yine İbni Abbâs radıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre bir kadın: – Ey Allah'ın Resulü! Hac farîzası hakkındaki Allah'ın emri, babamın hayvan üzerinde duramayacak kadar yaşlı olduğu bir döneme denk geldi. Onun yerine ben haccedebilir miyim? dedi. Hz. Peygamber: – "Evet, haccedebilirsin" buyurdu.[15] – Babam çok yaşlıdır. Ne hac, ne umre yapabilir, ne de sefere çıkabilir. (Ne emir buyurursunuz?) dedi. Hz. Peygamber de: – "O halde babanın yerine sen haccet ve umre yap!" buyurdu.[16] – "Siz kimlersiniz?" diye sordu. Onlar: – Biz müslümanlarız, peki sen kimsin? dediler. Hz. Peygamber: – "Ben Allah'ın Resulüyüm" buyurdu. Bunun üzerine içlerinden bir kadın, (kucağındaki) küçük bir çoçuğu Peygamber'e doğru havaya kaldırarak: – Bunun için de hac var mı? diye sordu. Resûl–i Ekrem: – "Evet, ona hac, sana da sevap vardır" buyurdu.[18] |
629 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |