MANİSA'DA YAŞAMIŞ GÖNÜL ERLERİ -1- (Demirci Yöresi) Mansur BİLGİN HÜR IŞIK GAZETESİ -09/06/2011 - KÖŞE YAZISI http://www.manisahurisik.com/artikel.php?artikel_id=1911
Türk Akıncıları, cihad edip fethetmiş, Kök boyalı ve oymalıdır has yün halıları, Başalan, Güldürdek çam kokulu yaylaları, Geçmişten günümüze suyu ile şifa dağıtır, Eski hisardaki Demirci termal kaplıcaları, Mansur der ki; binlerce yıllık güzide kenti, Sevgili okurlar, bugün söze şiirle başladım. Bir süre önce Ulu Camii yanındaki çay bahçesinde akşam vakti şehre hakim bu tepeden atalarımızdan yadigar tarihi güzelliklerimizi seyrederek çaylarımızı yudumluyorduk. Sanki aynı anda aynı konuları aklımızdan geçirmişçesine Ulu Caminin yanında yatmakta olan Yakup Çelebi ve ilimizdeki gizli mirasımız, hazinemiz olan nice şahsiyetleri (Saruhan bey, Muhammed Zühdü, Bakibillah, İsmail Hakkı Horasani, Ahsen Dede,Haki Baba, Yiğitbaş Veli, Aynı Ali, Attar Hoca…) ne kadar tanıyoruz mevzusu açıldı birden… Konuşma derinleşti ve bu konularda internetten araştırma yapalım bir arşiv oluşturalım diye düşündük… Hatta uygun bir zamanımızda ilimizdeki bu şaheserleri dolaşıp elde ettiğimiz bilgileri derlemeyi ve fotoğraf albümü oluşturmayı kararlaştırdık. Ulu Camii yanındaki çay bahçesinde aldığımız bu kararı bir hafta sonu uygulamaya koyulduk… geçmişini bilmeyen geleceğini inşa edemez düşüncesiyle kuzenlerim Münir ve Mürşit ile bir bilen olarak yanımıza Ahmet Hocamızı alarak bir araştırma gezisi yapmaya karar vererek atlayıp arabamıza çıktık yola… Konusu şu idi; Manisa’da yaşamış manevi şahsiyetler, gönül erleri… Büyüklerimizden öz yurtlarından hizmet aşkıyla göçlerini, düşmana karşı mücadelelerini, hayatlarını bir masal gibi dinlediğimiz Anadolu’nun Türkleşmesine ve İslamiyet’in yayılmasına vesile olmuş gönül dostları… Bizim bu günlere gelmemizde büyük emekleri olan Horasan erenleri… Hepimizin bildiği tarihe mal olmuş, ilim ve hizmet aşkıyla geçmişte yaşamış, bugünde topraklarımızın her köşesinde külliyelerini, eserlerini ve türbelerini gördüğümüz günlük hayattaki uğraşılarımızdan araştıramadığımız, tanıyamadığımız, ziyaret edemediğimiz bu şahsiyetleri öğrenmek… Bu muhterem ve bir o kadar da muhteşem zatları bilmeyenimiz duymayanımız yoktur sanırım. Manisa Valiliği tarafından 1999 yılında Doç Dr. Mehmet ÇELİK başkanlığındaki Celal Bayar Üniversitesi akademisyenlerinden oluşan komisyona hazırlattırılan “Saruhanoğulları Tarihi” ile Fuat KÖPRÜLÜ’ nün “İlk Mutasavvıflar” kitaplarında bu eşsiz şahsiyetlerden şöyle bahsediliyor; “Horasan illeri denilen o dönemde birer ilim merkezi durumunda olan Semerkant, Buhara, Taşkent gibi şehirlerde yetişen Muhammed BuhariYusuf Hemedani, Ahmet Yesevi, gibi âlim ve mutasavvıfların talebeleri olan adı geçen bu zatlar, Anadolu’ nun fethinde, Türkleşme ve İslamlaşmasında büyük ol almışlardır. Bu zaviyelerde sevgiyi, saygıyı, güzel ahlaklı olmayı öğretmişlerdir. Mevlâna, yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Velî, Şeyh Edebali gibi âlim ve mutasavvıfları yetiştirmişler, Ebussuud efendi, İbni kemal, Akşemseddin gibi âlimlerin yetişmesine öncülük etmişlerdir.” İşte efendim bizde bu alimlerin yetişmesine vesile oldukları ilimizdeki bu şahsiyetleri araştırmak üzere ilimiz merkezine en uzak ilçe olan ve tarihi geçmişi çok öncelere dayanan Demirci ilçemizden başladık işe… Sizleri sıkmadan köşemizde çok detaya girmeden sadece haberdar etmek amacıyla özetle izlenimlerimi paylaşayım sizlerle… Reisler Camii ve yanında yatmakta olan peygamber torunları... Manisa’dan ayrıldıktan tahminen üç saat sonra Demirci girişine yaklaşık 3 km mesafede; Reisler Camii ve yanında yatmakta olan peygamber torunlarına gittik. Burası ile aldığımız bilgi Hasan, Hüseyin ve Muğire Reisler içeride, ön tarafta ise Hüseyin reisin torunu Zakir efendi yatmakta… Babalarının adı Hoca Reislü Köyünün de kurucusu olan Ali İmran imiş. Kanuni dönemi 1530 kayıtlarına göre türbenin olduğu yerde Hoca Reislü İsminde bir köy bulunuyordu. Köyde 39 hane 224 erkek nüfus vardı 1484 ile 1534 yılları arasında vefat etmişler… Reisler Demirci beylerinin ve halkının mesire- piknik- yeri imiş.. Demirci beylerinden Mehmet bey 1240 Rumi tarihinde Reisler Camiini ve türbesini tamir ettirmiş. Son olarak Demirci Hayrat Eserlerini Yapma Yaşatma ve Koruma Derneği tarafından 1997 yılında tamamen yıkılmış olan cami ve türbe Vakıflar ve Anıtlar Yüksek Kurulunun izni ile aslına uygun olarak restore edilmiştir. Çevre düzenlemesi ve misafirhane yapılarak ziyarete açılmış… Kamçılı Sultan, Yakup Çelebi, Hacı Ali Baba, Yemen Dede... Buradan vedalaşıp Demirci ilçe merkezine doğru yol aldık ve bize söylenen ve bilinen kadarıyla sırasıyla Kamçılı Sultan, Yakup Çelebi, Hacı Ali Baba, Yemen Dede gibi değişik tepelerde yer tutmuş bu gönül erlerine uğradık, çevre halktan anlatılan menkıbelerini not ettik, fotoğraflarını çektik… Mücahit, mana eri Sinan-ı Musa Efendi... Şehrin çıkışında Sinan Camii yanındaki Demirci fatihlerinden, büyük alim, Mücahit, mana eri olduğunu öğrendiğimiz Sinan-ı Musa efendiye vardık… Bu zatla ilgili olarak aldığımız bilgi; Zahir ve batın ilimlerinde çok üstün olduğu, hayatının düşmanla cihad etmekle geçtiği, oğullarının da kendine destek verdikleri ve sonunda şehit olduğudur. Kendisinin Demirci Fatihlerinden olduğu biliniyormuş. Mermer üzerindeki beyitte şöyle yazılmış; Tamdır bende hakka iman Zahir -u batını Allah için yanan Sözlerim doğrudur bana inan Burada ehli beytim ile ben Sinanım Sinan. Büyük Alim Mücahid Mana eri ve şehid…. Türkmen Dede (Süleyman Şafi Efendi), hanımı Şadiye-i Zahide ve oğlu Mustafa Sadi Efendi... Demirci ilçesindeki gezimizin son durağı Türkmen Tepesi denilen bölgenin en yüksek ve hakim tepesi… Burada Türkmen Dede diye bilinen Süleyman Şafi Efendi, hanımı Şadiye-i Zahide ve oğlu Mustafa Sadi Efendi bulunmakta… Buraya da Demirci Hayrat Eserlerini Yapma Yaşatma ve Koruma Derneği öncülük etmiş ve çevre halkının ayni, mali ve bedeni yardımlarıyla cami, yemekhane ve mutfak inşa edilmiş. Çok yüksek bir tepe olduğu için Kaymakamlık ve Belediye ortaklaşa her yıl düzenlediği yamaç paraşütü şenliği ile de ülke çapındaki katılımcılarıyla büyük ilgi görüyormuş… Buradaki mermerde yazılanlara ve anlatılanlara göre; Süleyman Şafi Efendi 1471 yılında doğmuş. Horasanın İnlidere köyünden 9 arkadaşı ile birlikte Demirciye gelmişler. Bizzat Muhammed Bahaddin Hazretlerinden ders almış. Zahir ve Batın ilimlerinde çok yüksek seviyede ve zamanının kutbu imiş. Manevi görevi Hastaların Şifa bulması için dua etmek olduğu için Şafi lakabını almış. 1550 yılında vefat etmiş. Demirciye yaptığımız bu gezimizde bize eşlik edip Türk misafirperliğini sergileyen Demirci Hayrat Eserlerini Yapma Yaşatma ve Koruma Derneği Başkanı ve yardımcısı sağ olsunlar bizleri çok iyi ağırladılar … Kendilerine çok teşekkür ederiz.
Evet efendim, hani klişeleşmiş zaman zaman hepimizin söylediği bir cümleyi gerçek anlamda inanarak, yaşamak ve yaşatmak dileğiyle belirtmeden geçemeyeceğim. “Geçmişimizi bilelim, sahip çıkalım ve onları daima hatırlayalım.” Şiirimde dile getirdiğim üzere; Atalarımızın kanlarıyla, canlarıyla emanet bıraktığı bu güzel vatanımızın bilmeliyiz her köşesindeki eşsiz tarihi, Atasını,geçmişi bilmemek yakışmaz bize…Genç, yaşlı haydi yaşatalım bu yüce bilinci… İleriki günlerde gönül erlerini tanımak üzere Manisa ve İlçelerinde yaptığımız araştırma gezilerimi sizlerle paylaşmaya devam etmek dileğiyle… Hoşcakalın… Mansur BİLGİN Hür Işık Gazetesi Köşe Yazarı -09.06.2011 |
7278 kez okundu
YorumlarDua 11/06/2011 15:41 Bu zatları topluma hatırlattığınız için Allah Razı olsun.... Cenabı hakk Manisamızın ve dünyanın her köşesindeki manevi dinamiklerimiz olan bu zatların hürmetine inanları bir ve beraber kılıp güçlendirsin işallah... Halifei Resullah Makamındaki zatın hürmetinede inananları her alanda muzaffer kılsın... Misafir - |