14 Şevval 971’de (26 Mayıs 1564) Doğu Pencap’taki Sirhind’de (Serhind) doğdu. Nakşibendiyye tarikatı mensupları arasında İmâm-ı Rabbânî (ilâhî bilgilere sahip âlim) ve “müceddid-i elf-i sânî” (hicrî II. binyılın müceddidi) unvanlarıyla tanınır. Soyunun ikinci halifeye dayandığını iddia eden Kâbil asıllı bir aileye mensuptur. Tasavvufa ve özellikle vahdet-i vücûda dair birkaç risâlenin müellifi olan babası Çiştiyye ve Kādirî şeyhi idi.
Mekke’nin Fethi. Hudeybiye Antlaşması ile, Benî Bekir b. Abdümenât ve Huzâa arasında Câhiliye döneminden beri süregelen kan davasının ortadan kaldırılmasına rağmen Kureyş’in desteğini alan Benî Bekir, Huzâa’ya gece baskını düzenleyerek kabilenin reisi Kâ‘b b. Amr ile bazı Huzâalılar’ı öldürdü. Bunun üzerine Huzâa kabilesi Medine’ye bir heyet gönderdi. Resûl-i Ekrem, Kureyşliler’e bir mektup yollayarak Benî Bekir’le ittifaktan vazgeçmelerini veya öldürülen Huzâalılar’ın diyetini ödemelerini istedi. Aksi takdirde Hudeybiye Antlaşması ihlâl edilmiş olacağından kendileriyle savaşacağını bildirdi. Kureyşliler, diyet ödemeyi ve Benî Bekir ile dostluktan vazgeçmeyi reddetmekle birlikte Hudeybiye Antlaşması’nı yenilemek üzere reisleri Ebû Süfyân’ı Medine’ye gönderdiler. Ancak Ebû Süfyân Medine’deki girişimlerinden olumlu bir sonuç alamadı.
Bir mevsim mîsâli gelen gidiyor,
Ömür ağacını zaman buduyor,
Ecel peşimizden bizi güdüyor,
Ecelin hakkından geleni göster.
Az yaşa çok yaşa, ölümdür âhir,
Dünya bir konaktır, gelen bir misafir
Gafletle harcama, ömrün cevahir
Cevahir kadrini bileni göster.
Zaman yol buyolun yıllar kervanı
Bu yolda kervanın biter dermanı,
Her geçen ânımız ömrün ziyanı,
Kaybolan her ânı bulanı göster. (A.M.İ.)
Biz Mü’minler olarak; yılın başının- yılın sonunun diğer normal günler geceler gibi hiçbir farkı olmadığını bilelim. Geçmişimizi yaptıklarımızı düşünerek muhasebe edelim. Ben kendime, vatanıma, milletime ve tüm insanlığa hayırlar getirecek neler yaptım, eksik taraflarım zayıf yönlerim neler, kendimi nasıl şekillendireyim ki önümüzdeki günlerde hayra dönük (Mevlâ Rızası için) neler yapabilirim diyelim. Muhakkak ki hayır bundadır.
Mehmet Efendi 1882 yılında, Yuntdağı’ nın Asmacık köyünde dünyaya gelmiştir. Annesinin adı Sultan, babasının adı İbrahim'dir Çocukluk yılları köyde geçer. O zamanlar, köylerde tahsil şekli, köyde bir hoca var ise o hocadan Kur'ân-ı Kerim dersleri almak, mızraklı ilmihal okumak, temel Arapça dersleri almak ve hafızlık yapmak idi. Mehmet Efendi de o sıralarda, Recepli Köyünde bulunan ve köylüler tarafından iaşesi karşılanan, Bergamalı bir hocanın talebesi olarak talebelik hayatına başlamıştır. Hafızlığını tamamladığında 10 veya 12 yaşlarındadır. Mehmet Efendi, hafızlık merâsiminde Kur'ân-ı Kerim'i başından sonuna kadar hiç takılmadan farklı hocaların önünde okur, bu şekilde yapılan hafızlık duasında hocaların takdirini kazanırBergama Karacaahmed Medresesinde 18 yaşına kadar okuyup belli bir ilmi seviyeye gelince, daha yüksek bir seviyede ilim tahsilini arzu etmektedir.