Yüce Allah (C.C.) buyuruyor ki:
«— Ey Mü'minler; Sizden öncekilere oldugu gibi, size de günahlardan korunasiniz diye, oruç tutmak farz kılınmıştır.»
(Bakara - 183)
Said Ibni Cübeyr buyurdu: «Bizden önceki ümmetlerin orucu, yatsidan bir sonraki günün aksamina kadar sürerdi. Islâm'in ik günlerinde oldugu gibi.»
Bir gurup âlim bu bahisde der ki: «Oruç, hiristiyanlar üzerine de farz kilinmisti. Ramazanin bazen cok sicak günlere, bazen de cok soguk günlere rastlamasi yolculuklar sirasinda ve hayatlarinin diger bir kisim safhalarinda onlara zor geliyordu.
Kur anı Kerimde ;
"Ey iman edenler, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, sizin üzerinizede oruç farz kılındı. Umulur ki, (oruç tutmak suretiyle kötülerden) korunursunuz." (Bakara -183)
" İçinizden kim ramazan ayına yetişirse orucunu tutsun"( Bakara -184)
Allahın kitabında methedilen , Rasülüllahın (SAV) in dilinde övülen, ilahi rahmet ve mağfiretin oluk oluk aktığı ramazan ayında bütün mü'minler dünyalarını saran gaflet ve tembellikten sıyrılarak Allahın rızasına koşmalıdırlar.
Kendisine samimiyetle yönelen gönülleri, yürekten yapılan yalvarış ve yakarışları geri çevirmeyeceğini haber veren Yüce Rabbimiz Kur'anı Kerimde "... Ey nefislerine karşı haddi aşmış kullarım, Allahın rahmetinden ümid kesmeyiniz. Çünkü Allah,(şirk ve küfürden başka) bütün günahları affeder..."(1) "Rabbinizie yalvara yakara , gizlice dua edin."(2) Dua edenin duasını kabul ederim." (3) buyurarak ,
biz kullarını huzura çağırmaktadır.
Dinimizde, duaların kabul edildiği,Allah'ın affının, lutfunun bol bol ihsan edildiği, pek bereketli ve feyizli geceler vardır. Bu bereketli ve feyizli gecelerden biride Şaban ayının 15 . gecesi olan "Berat" gecesidir.
Yani Önümüzdeki 17 Mart Perşembe gününü Cuma'ya bağlayan gece Şaban ayının onbeşinci gecesi olan Berat gecesidir.
Mi’raç, Sevgili Peygamberimizin en büyük mucizelerinden biridir, bir gece içinde Mekke’den Kudüs’e, oradan da aşkın bir âleme doğru yaptığı mukaddes ve manevî bir yolculuktur. Bu yolculuğun özet şekli Kur’ân-ı Kerîm’de, ayrıntısı ise sahih hadislerde anlatılır. Birçok ilâhî sırrı, hikmet ve bereketi bünyesinde barındıran bu kutsal gece hakkında, İsrâ sûresinin ilk âyetinde şöyle buyrulur:
“Kendisine âyetlerinden bir kısmını göstermek üzere kulu Muhammed’i bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini bereketlendirdiği Mescid-i Aksâ’ya götüren Allah’ın şanı ne yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir”[1].
Manevi hayatın ihmaliyle daralan kalplere, bunalan ruhlara huzur getirmesi dileğiyle Miraç kandilimiz Mübarek olsun …