Kadir Gecesi bin aydan hayırlıdır...
Ramazan ayı başlıyor, başladı derken sonlarına yaklaşıyoruz. "Evveli rahmet, ortası mağfiret, (günahların bağışlanması) sonu da cehennemden kurtuluş" olarak Yüce Peygamberimiz bizlere bu ayın önemini haber vermiştir.
Kadir Gecesi'ne bu adı bizzat Yüce Allah vermiştir. Hepimiz için mübarek olsun.
Bu gecenin adını taşıyan sûrede Yüce Mevlâmız: "Gerçekten biz onu (Kur'an'ı) Kadir Gecesi'nde indirdik. Kadir Gecesi'ni sana bildiren nedir? Kadir Gecesi bin aydan hayırlıdır. O'nda melekler ve ruh, Rab'lerinin izniyle her bir iş için iner de iner. O gece tan yeri ağarıncaya kadar bir esenliktir"(1) buyurmaktadır.
Bu gece, insanlığın ufkunda bir güneş gibi doğan Kur'an gecesidir. Şüphesiz böyle değerli gün ve geceleri, en iyi şekilde değerlendirmek hepimizin görevidir.
Oruçlu olanın su ile ıslatılmış bir misvaki kullanması İmam Ebu Yusuf'a göre mekruhtur. Fakat diğer alimlere göre, sabahleyin yahut zevalden sonra yaş ve kuru misvak kullanmakta kerahet yoktur. (İmam Şafiî'ye göre, zevalden sonra misvak kullanılması mekruhtur.)
Oruçlu kimsenin istincada (büyük abdest temizliğinde) ve abdest alırken ağzına, burnuna su verirken aşırı gitmesi, fazla su doldurup taşırması mekruhtur.
Oruçlunun bir özrü bulunmaksızın pişirilen yemeği yalnız ağzı ile tadması mekruhtur. Bir kocanın kötü huylu olması, karısı için bir özürdür, böyle bir kadın pişireceği yemeğin, yutmaksızın, tadına ve tuzuna bakabilir.
Orucun Şartları
Orucun farz oluşuna ve yerine getirilmesinin (edasının) farz oluşu ile sıhhatına dair şartlar vardır. Şöyle ki:
1) Oruçla mükellef olmak için İslâm, akıl ve büluğ şarttır. Onun için bu vasıfları toplamayan bir kimseye oruç farz değildir. Ancak akıl sahibi bulunan mümeyyiz bir İslâm çocuğunun tuttuğu oruç nafile olarak sahih olur.
2) Orucun yerine getirilmesi (edası)nın farz olması için sıhhat ve ikamet şarttır. Onun için hasta olana ve yolculuk halinde bulunanlara, bu hallerinde oruç tutmak farz değildir. Bunlar oruçlarını tutamayınca, sonra o tutamadıkları oruçları kaza ederler.
Bir orucun edası (yerine getirilmesi)nin sahih olması için niyet etmek, hayız ve nifas hallerinden temizlenmiş olmak şarttır. Bunun için niyet edilmeksizin tutulan bir oruç, müctehidlerin tümüne göre din yönünden geçerli değildir. Hayız ve nifaz halinde oruç tutan bir kadının da orucu sahih değildir. Bunların, ramazan orucunu sonradan kaza etmeleri gerekir.
Ramazan Orucu, Hicret'in ikinci yilinda farz kilindi.
Kesin bir Islâmî vecibe oldugu apaçik bulundugu için farz oldugunu inkâr eden kâfir olur.
Ramazanin faziletini belirten hadisler çoktur.
Peygamber'imiz (S.A.S.) buyuruyor ki:
«— Ramazanın ilk gecesi girince, bir ay boyunca bir tanesi bile kapanmamak üzere, bütün cennet kapıları açılır ve Allah'ın emri uyarınca söyle seslenilir,
«Ey hayır arayıcısı, gel! Ey kötülükte ileri giden, kendine gel! Günahlarinin afvedilmesini dileyen yok mu ki, günahlara afvedile! Bir istegi olan yok mu ki, dilegi yerine getirile! Tevbe eden yok mu ki, tevbesi kabûl oluna!
Bu davet, tanyeri agarana kadar devam eder. Allah her bayram gecesi bir milyon kisiyi cehennemden âzâd eder.»